Değerli tenis ailesi,
Bildiğiniz üzere profesyonellik yolunda tenis yaşantısına devam eden gençlerimizin sayısı her geçen gün artmakta; gençlerimiz her gün saatlerce antrenman yapmakta, uzun turnuva serilerine çıkarak fiziksel ve mental açıdan zorlanmakta ve güçlenmekteler.
Bu yolculukta yapılan antrenmanların süresi kadar, kalitesi de nasıl önemliyse, oynanan turnuvalar için de aynısı geçerlidir.
Gençlerimiz yaş gruplarında turnuva seçimlerini yaparken; esas konsantrasyonlarını, klasmanda hangi noktaya geldiklerine değil, hangi seviyede sporcularla rekabet edebildiklerine çevirmelidirler. Bu bağlamda, yaş grupları klasmanından beklentinin; sporcularımızı en üst düzey rakiplerle yarıştırabilecek turnuvalara katılmaya hak kazanmak olması tavsiye ettiğimiz bir yaklaşımdır. Bugün çok sayıda gencimizin ATP ve WTA’de puan kazanmış olmaları, ilk defa bu kadar sporcumuzun profesyonel dünyada yer bulması son dönemdeki en sevindirici gelişmedir. Bu durumda şüphesiz ki ülkemizde düzenlenen profesyonel turnuva sayısının her geçen gün artmasının çok büyük etkisi vardır.
Bu sebepten sporcularımız hazır bulundukları andan itibaren profesyonel seride var olma çabası içerisine girmeli, asıl hedefledikleri ortamda mücadelelerini vermelidirler.
Unutulmamalıdır ki teniste yaştan çok seviye önemlidir. Kendi yaşının üst limitlerinde oynayan gençlerin klasmanda yükselme hedefiyle zayıf turnuvalar oynamalarındansa kendilerini gerçek hayata hazırlayacak, rekabeti üst seviyelerdeki turnuvaların içinde bulunmaları faydalarınadır.
İnsan beynini farklı süreçlerde yeni hedeflere programlamaktansa aynı hedefin farklı basamaklarını yaşamasını sağlamak, başarıya ulaşan bireylerin ortak yaklaşımıdır. Bu da gençler kategorisinden itibaren profesyonelliğe gidilmek hedefiyle programlamanın yapıldığından emin olmayı gerektirir. Sporcuların zihnini sadece ve sadece Tennis Europe veya ITF JR’da belli bir klasmana ulaşmaya kilitlemenin ve bu klasmanın aslında gerçek tenis dünyasına geçişin bir aracı olduğu bilincinden uzaklaştırmanın önemli bir hata olduğu düşüncesindeyiz.
Türkiye Tenis Federasyonu olarak hem Tennis Europe hem de ITF JR turnuvalarının araç olarak değerlendirildiğinde faydalı olduğundan şüphe duymamaktayız. Fakat bazı sporcularımız üzerinde amaca dönüştüğünü gözlemlemekte ve uyarıda bulunma ihtiyacını hissetmekteyiz.
Her ne kadar ATP ve WTA’de ilk 100 içerisinde bulunan raketlerin önemli kısmı gençler klasmanında da iyi yerlere sahip olmuş olsalar dahi, hiçbir zaman gençlerde başarılı olma hedefini profesyonellik hedefinin önüne almadan çalıştıkları bilinmektedir. Aksi düşüncenin profesyonel mentaliteye adaptasyonunda yaşanan zorluklar yüzünden, birçok başarılı genç oyuncu dünya tenisinde kendisine yer bulamadan kaybolmaktadır. Ayrıca gençlerde üst düzey klasmana ulaşmadan profesyonel hayatta başarıya ulaşan %20-25 lik kesim de azımsanmamalıdır.
Ekte sunulan tablolarda Tennis Europe ve ITF JR’ın önde gelen turnuva serilerine katılmak için gerekli en düşük klasmanlar, (cut off) geçmiş turnuva verileri baz alınarak derlenmiştir. Bu veriler ışığında hangi turnuvayı oynayabilmek için nasıl bir klasmana ihtiyaç duyulduğunu görmenin çok daha kolay olacağını öngörmekte, turnuva planlamanızın kolaylaşacağını ümit etmekteyiz. Uzun, zorlu ama keyifli yolculuğumuzun dünyanın ilk 50 raketi arasında bitmesini arzu eder, tüm gençlerimize, ailelerine, antrenörlerine ve onlara mesai harcayan büyüklerine başarılar dileriz.
Not: Elbette ki psikoloji teniste son derece önemlidir. Kazanmaya uzak kalan sporcuların kısa dönemlerle maç kazanıp moral bulacakları turnuvaları tercih etmeleri anlaşılır bir durumdur.
Saygılarımızla
Türkiye Tenis Federasyonu
