Cem İlkel, Les Reporters Incredules'a konuştu

Milli sporcumuz Cem İlkel'in Fransız Les Reporters Incredules sitesine verdiği röportajın Türkçe çevirisi aşağıda yer alıyor. Keyifli okumalar dileriz.

Davis Kupası elemeleri, koronavirüs pandemisinden önce gerçekleşen son uluslararası etkinliklerden biriydi ve bazı oyuncuları tanımamıza yardımcı oldu. Bunlardan biri, bu yılın başlarında Quimper Open'da taç giymiş 24 yaşında bir Türk oyuncu olan Cem İlkel'den başkası değil, gelin keşfedelim.


Profil
Soyad: Ilkel
Adı: Cem
Yaş: 24
Ülke: Türkiye
Tenise başlama yaşı:
ATP sıralaması: 199 (16 Mart itibariyle)
Antrenör: Gavin Hopper
Şampiyonluk(lar): 5 (Bunlardan biri Quimper Open, Challenger Ligi)
En iyi performans: Avustralya Açık ve Amerika Açık’ta 2. tur eleme


Bu kısa girişi geliştirmek ve detaylandırmak için sırada Cem İlkel ile yaptığımız röportajımız var, birçok konunun yanısıra karantina dönemi, Davis Kupası ve Grand Slam gibi konulara değineceğiz.


Eğer kendinizi 3 kelimeyle tanımlamanız gerekseydi ...


Cem: Sakin, şanslı ve sevinçli diyebilirim.


Hangi yaşta tenise başladınız ve bu sporu neden başka bir spor yerine tercih ettiniz?


Cem: Tenis oynamaya 7 yaşında başladım, aynı zamanda kulüp futbolu da oynadım ama tenis kulübümün atmosferini futbol kulübünün atmosferine tercih ettim, bu yüzden kortlarda saatler geçirerek tenise daha fazla odaklandım. Buna ek olarak, babam büyük bir tenis hayranı ve bu tutkuyu bana da aktardı, gençken kendi tenis kulübümüzde gerçekten çok büyük zevk aldım. Fırsat olduğu zamanlarda, çocukluğumu heyecanla geçirdiğim bu kortlara oynamak için geri dönüyorum.


Tenisteki en güzel anınız nedir ve bu anı sizin için özel kılan nedir?


Cem: En iyi anım, kesinlikle geçen Ocak ayında Quimper turnuvasında kazandığım zafer. Tabii ki zafer tadı her zaman çok değerlidir ama bence bu zaferle büyük bir aşama katettim. Bu aynı zamanda sıkı çalışmanın bir sonucu ve bundan gerçekten gurur duyuyorum.


ATP sezonu COVID-19 nedeniyle durduruldu. Bu zor zamanlarda gündelik hayatınız nasıl ve karantina döneminde nasıl antrenmanlar yapıyorsunuz?


Cem: Maalesef bunlar zor zamanlar ama formda kalmak için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. Şahsen, evde özel tenis antrenmanları ve vücut geliştirme hareketleri yapıyorum ve kendi mahallemin dışına çıkmadan evimin etrafında koşuyorum. Umarım çok yakında kortlara geri dönebiliriz.


Bu sene Quimper'de Maxime Janvier'e karşı ilk ATP Challenger zaferinizi kazandınız. Sizce bu zafer  sizi kariyerinizde bir ileri aşamaya geçirdi mi?


Cem: Sanırım Quimper'deki başarım kariyerimde gerçek bir dönüm noktası, bu zafer benim daha da ilerlememe ve harika performanslar elde etmeme olanak tanıyarak dünyada ATP klasmanında ilk 200'e girmemi sağladı. Quimper Open çok iyi oyuncuları karşılayan bir turnuva ve aralarından bazılarını yenebilmek kendime ve oyunuma olan güvenimi arttırıyor.
 

Oyun stilini nasıl tanımlarsın, daha çok agresif mi yoksa defansif mi ve neden? 

Cem: Oldukça agresif bir oyuncu olduğumu söyleyebilirim, turdaki bazı oyuncular gibi pasif değilim, çünkü puanlarda, oyunu kazanmak için her zaman büyük ve güçlü darbeler vurmaya çalışırım. Oyunu kontrol etmeyi ve rakibimin bana karşı kurmaya çalıştığı stratejiye girmemeyi seviyorum.


En sevdiğiniz vuruşunuzun hangisi olduğunu düşünüyorsunuz ve bunu bize tarif edebilir misiniz?


Cem: Tereddütsüz, forehand. Erkekler tenisinde kazanmanın veya kaybetmenin bu vuruşa bağlı olduğunu ve rakibi gerçekten tehlikeye sokabilecek bir vuruş çeşidi olduğunu düşünüyorum. Forehandinizi kontrol etmeyi ve winnerlar üretmeyi başarırsanız, birçok maç kazanabilirsiniz. Oldukça iyi bir forehande sahip olduğum için şanslıyım ve vuruşumu mükemmelleştirmek için antrenmanlarıma aralıksız devam ediyorum.


Davis Kupası'nda Türkiye formasını giydiğinizde neler hissediyorsunuz?


Cem: Ülkem adına oynamak benim için çok özel bir an. Kort üzerinde Türkiye için oynamak, turda herhangi bir maç oynamaya kıyasla benim için daha zor. Beklentiler doğal olarak çok fazla ve ülkemi temsil etmek için elimden gelenin en iyisini yapmak zorundayım. Her zaman elimden geleni yapmaya çalışıyorum ve ulusumun formasını giymek benim için bir onur ve gurur.


Avustralya Açık ve Amerika Açık'a ikişer kez katıldın. Bunun hakkında ne hissediyorsun ve bu deneyimler sana ne kazandırdı?


Cem: Grand Slam turnuvaları nihai hedef; tenis oynamamın ve neden her gün çalıştığımın asıl sebebi bunlar. Bu turnuvalardan birinde bir maç kazanmak ve mümkün olduğunca ilerlemek en büyük kariyer hedefim.


Bitirmek için bir anekdot?


Cem: Teniste yaşadığım en güzel deneyim, tüm o kalabalığın Quimper'de ismimi haykırdığı zamandı. Benim için tarif edilemez ve çok özel duygular hissettiğim bir andı ve onlara yeterince teşekkür edemiyorum ama gerçekten inanılmazdı. Gelecek yıl Quimper’e geri dönmek ve orada bu muhteşem seyirciler önünde oynamak için sabırsızlanıyorum!


Nezaketin ve bu harika röportajın için teşekkürler Cem, iyi şanslar!


Photo Credits: Regina Cortina Photography, Turizm Gülüngü, Polonsky Dabul Tennis Academy ve Rémy Chautard

Hugo Dubré – 14 Nisan
 

Röportajın orijinali: