"Olimpiyatlar her sporcunun hayalidir"

Türk tenisinin uluslararası arenada ilkleri başaran ismi İpek Şenoğlu, yeni sezon öncesi Türkiye Tenis Federasyonu internet sitesinin sorularını yanıtladı. 2011 yılının değerlendirmesini yapan Şenoğlu, yeni sezona dair planlarını da anlattı. 

 

 

Tenise başlama hikayeninizi bir kez de bizim için anlatabilir misiniz?

Tenise Eskişehir’de babam ile abim tenis oynarken, onları kıskandığım için aralarına girerek başladığımı söyleyebilirim. Amacım ilgiyi üzerime çekmekti ve sonrasında tenis en büyük tutkum oldu.

 

Türk tenisinde ilkleri başaran birisi olarak istediğiniz hedeflere ulaştınız mı?

Bu zor bir soru. İnsan hedeflerine ulaştıkça, kendisine yeni hedefler koyuyor. Zaten profesyonel sporculuğun en zevkli yönlerinden biri de bu kendini sürekli geliştirme durumu.

 

Bir sezonu geride bırakıyoruz, değerlendirdiğiniz zaman 2011 için neler söylemek istersiniz?

2011, ilk 100’de oynadığım ve grand-slam’lere katıldığım sekizinci yıldı.O yüzden benim için ayrı bir önemi vardı. Sportif anlamda daha başarılı senelerim olmuştu tabii; ama bu sene özellikle ev sahipliği yaptığımız WTA Championships’de aldığım görev ve ülke olarak organizasyonda gösterdiğimiz başarı beni apayrı gururlandırdı.

 

Yıl içinde sakatlıklarla uğraştınız, bu durum yeni sezon öncesi durumunuzu etkiledi mi?

Sakatlıklar profesyonel sporculuğun bir parçası. Bizim en zor anlarımız ama insan bunları aştıkça kendini daha güçlü hissediyor.

 

Kadınlar tenisinin en prestijli turnuvası WTA Championships ülkemizde düzenlendi. Sizin için nasıl bir süreçti?

Ülkemizde bu güne kadar düzenlenmiş en başarılı spor organizasyonu olduğunu düşünüyorum. Bu organizasyona emek veren ekibin bir parçası olmak benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Ortaya çıkan sonuçla da gurur duyduğumu söyleyebilirim. Bu organizasyonda federasyonumuz bana oyuncu ilişkilerini koordine etme görevi verdi ve tüm oyuncuların buradan mutlu bir şekilde ayrılması da beni fazlasıyla gururlandırdı.

 

Turnuva süresince 7/24 oyuncularla beraberdiniz, onların görüşlerinden söz edebilir misiniz?

Buraya gelen oyuncularla yıllardır aynı ortamlarda bulunduğumdan, aynı turnuvalarda oynadığımdan; ihtiyaçlarının ne olacağını çok iyi biliyordum. Birçoğu İstanbul’un tarihi yerlerini çok sevdi. Wozniacki pastırma; Stosur lokum ve kuru kayısı götürdü giderken. Ver ilginçtir, istisnasız hepsi gelecek sene buraya gelmek için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyerek ayrıldı buradan.

 

Seyirci için neler söylemek istersiniz?

Yıllar içinde tenise olan ilginin nasıl arttığına gün gün şahit olmuş biriyim. Tenis artık ülkemizde ciddi bir potansiyel haline geldi. Ben turnuva öncesinde de seyirci konusunda ümitliydim ama rekor sayıda seyirci katılması ve daha da önemlisi müthiş bilinçli bir seyircinin olması beni çok mutlu etti.

 

2012 yılı için planlarınız nedir, önümüzde 2012 Londra var. Olimpiyat kelimesi size neler ifade ediyor?

Olimpiyatlar her profesyonel sporcunun rüyasıdır. Ben İstiklal Marşı’mızı orada çaldırabilmeyi çok isterim. Bu yıl içinde kariyerimi sürdürmeyi, tenis akademimi açmayi ve ülkemi yurt dışında temsil etmeye devam etmeyi planlıyorum.

 

Türk tenisi hakkında neler söylemek istersiniz? Son yıllarda yükselen bir ivme var, sizin görüşleriniz nedir?

Federasyonun, ülke tenisinin şu anki ivmesinde çok büyük pay sahibi olduğunu düşünüyorum. Federasyonumuz çok aktif; var olan eksikleri mümkün olan en kısa sürede ve en etkili şekilde çözmeye çalışyorlar. Böyle olunca da başarı kendiliğinden geliyor…

 

Sizin de bildiğiniz gibi altyapıda Lluis Bruguera'yla çalışıyoruz, yeni jenerasyon gözlemlerinizi alabilir miyiz?

14-16 ve 18 yaş grubunda oynayan kiz sporcularımızı çok iyi buluyorum. Daha iyi olmaları için yapılması gerekenler de belli. Erkeklerde de 14 ve 16 yaş grubumuzdaki sporcuları çok başarılı buluyorum.

 

Sizi örnek alan genç tenisçiler için neler tavsiye edersiniz?

Başarılı olabilmenin tek yolu çalışmaktır. Sadece bu yetmez; başarıyı da hazmedebilmek gerekir. Benim gençlere en büyük tavsiyem bu iki cümleyi akıllarından çıkarmamalardır.

 

Örnek aldığınız isimler kimlerdi, Türk tenisinde sizin için efsane isimleri kimdir?

Ben büyürken Gülberk Gültekin ve Duygu Akşit Oal’ı örnek aldım. Benim idollerim onlardı.

 

2011 sezonundaki son turnuvanızı ilk uluslararası şampiyonluğunuzu kazandığınız Ankara'da PTT sponsorluğunda gerçekleşen Ankara Cup'ta oynadınız. Turnuvayla ilgili neler söylemek istersiniz?

Yıllar sonar ATK’nde bir turnuva oynamak beni heyecanlandırdı. Bu tarz turnuvaların İstanbul dışında da düzenlenmesinin, ülke tenisinin gelişmesi açısından çok büyük önemi var. Bu turnuvanın düzenlenmesinde emeği geçen, başta PTT olmak üzere tüm sponsorlara; TTF, TRT ve ATK’ya sizlerin aracılığıyla teşekkür etmek isterim. Seyirciler ve ATK gönüllüleri de turnuvaya renk kattı. İnşallah bu tip organizasyonların sayısı artarak devam eder.