Erel SportsTV'nin konuğu oldu

Wimbledon Gençler Şampiyonası'nda, Fin partneri Otto Virtanen ile birlikte çiftler şampiyonluğuna uzanarak tarihi bir başarı elde eden Yankı Erel, SportsTV'nin canlı yayın konuğu oldu.

Bir grand slam turnuvasında şampiyonluk yaşayan ilk Türk erkek tenisçi olan Yankı Erel, Süper Spor programında, SportsTV spikerleri Aslı Tosya ve Tugay Kosova'nın sorularını yanıtladı.

Turnuvaya giderken aklında şampiyonluk düşüncesi olmadığını söyleyen Yankı, Wimbledon'ın kendisi için bir hedeften çok hayal olduğunu dile getirdi. Bu kupayı beklememesine rağmen her zaman hayalini kurduğunu belirten milli tenisçi, ''İnandıktan, çalıştıktan ve savaştıktan sonra başaramayacağınız hiçbir şey yok. Her şey hayal etmek ile başlıyor. Kimse hayallerini küçük tutmamalı. İnsan istedikten sonra her şeyin altından kalkabilir. Son iki haftada yaşadıklarım bana bu düşüncelerimin doğruluğunu kanıtladı'' dedi.

''EN BÜYÜK DESTEKÇİM AİLEM''

17 yaşındaki genç tenisçi, konuşmasında ailesine duyduğu minneti dile getirmeyi de unutmadı. Bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibinin ailesi olduğunu söyleyen Yankı, ailesiyle olan ilişkisinin çok farklı bir boyutta olduğunu belirtirken, yıllar içerisinde büyük zoruklar atlattıklarını anlattı.

''Onlar olmasaydı bugünlere asla gelemezdim. Teniste belli bir seviyeye geldiğim için artık İstanbul'a gelmem gerekiyordu. Beni 11 yaşında yatılı okula verdiler. Bu durum onlar için de çok zor oldu. İstanbul’a geldikten çok kısa süre sonra annemi arayıp beni geri almalarını söyledim. Yalnızlık hissediyordum ve bu beni çok zorluyordu. Tamam geliyoruz dediler ama gelmediler. Hem benim hem de ailem için çok zor günlerdi ama üstesinden gelmeyi başardık. Şu an dönüp baktığımda iyi ki beni almaya gelmemişler diyorum. Şu anda bulunduğum konuma gelebilmem için her türlü fedakarlığı yaptılar. Her şeyi aileme borçluyum.''

''WIMBLEDON BÜYÜLÜ BİR ATMOSFER''

Wimbledon'da şampiyonluk yaşayan ilk Türk tenisçi olan Yankı Erel, turnuvanın sportif ve organizasyonel seviyesinden de söz etti. Tenise ve turnuvaya katılan sporculara verilen değere hayran kaldığını söyleyen Erel, Wimbledon atmosferinden aldığı hazzı tarif etmenin mümkün olmadığını sözlerine ekledi. Korta ilk çıktığında çok heyecanlandığını belirten milli tenisçi, ''Duygularımı bastırdıktan sonra sadece korta çıkıp mücadele etmeye çalıştım. Zaten Wimbledon sizi bu konuda çok motive eden bir atmosfere sahip. Kariyerimde ikinci kez çim kortta mücadele ettim. Çok alışkın olduğum bir zemin değildi. Teklerdeki ilk maçımda da servisimi oturtamadığım için erken elendim. Bu beni çok kötü etkiledi ama koçum Nika beni ayağa kaldırdı. Ondan sonra çiftler için savaşmaya başladık. İkinci turda maç puanlarından dönmemiz turnuvanın bizim için en kritik anlarıydı. Orada büyük güven kazandık. Çeyrek finalde üç numaralı seribaşı Fransız rakiplerimizi geçtikten sonra da kupayı kazanabileceğimize ilk kez inandık. Sonunda da tarihi bir başarı elde ettik'' şeklinde konuştu.

Şampiyonluğun ardından katıldıkları Şampiyonlar Yemeği'nin ise hayatındaki en özel deneyimlerden biri olduğunu sözlerine ekleyen Yankı, Novak Djokovic ve Angelique Kerber gibi şampiyonlarla aynı ortamı solumaktan duyduğu mutluğu dile getirdi. ''Novak zaten benim idolüm. Orada onunda ve Kerber ile kısa da olsa konuşma şansım oldu. O anları hayatım boyunca unutmayacağım. Böylesine büyük şampiyonları her zaman kendime örnek alıyorum. Djokovic'in korttaki karakteri, Wawrinka'nın oyunu, Rafael Nadal'ın çalışkanlığı... Herkesin en iyi yönlerini kendimde toplamaya çalışıyorum''

Programın sonunda, havaalanında ailesi, yakınları, sevenleri ve basın mensuplarının yaptığı sürpriz karşılamadan dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyleyen Erel, ayrıca kendisine her türlü imkanı sağlayan Gençlik ve Spor Bakanlığı, Tenis Federasyonu ve sponsorlarına da teşekkürlerini iletti.